Amerika'da ve Avrupa ülkelerinin çoğunda bir fenomen hatta efsane haline gelen 'Friends' dizisinin Türkiye'de rağbet görmemiş olması beni hep üzen şeylerden bir tanesi olmuştur. Ne zaman yabancı diziler hakkında konuşsak ilk sorduğum soru 'Friends izledin dimi', çünkü izlememiş olma ihtimalini baştan kabul etmiyorum. Ve herkesin seyretmesini kendime ulvi bir görev haline getirmişim, sonradan farkettim... Ama sevdiğim insanlara 'baskı' yapıyorum bi tek, çünkü onları gerçekten sevecek insanlarla tanıştırıyorum.
Özellikle üniversitedeyken deli gibi izlemeye başladığımda, hepsini kendi arkadaşım zannedip rüyalarımda görüyordum. Oda arkadaşım Demet'le ikimiz dizinin tam bir çılgınıydık, ama diğer oda arkadaşımız Senemciğimiz kendisini hiç kaptırmadı, ve yıllar geçmesine rağmen biraraya geldiğimizde hala kendisini nasıl kaptırmadığına Demetle ikimiz dehşet vari gözlerle sorguluyoruz, biz Demetle ne zaman onlardan bahsetsek ( en son hangi bölümü seyrettin vb..) Senem hiç oralı değil, muhabete dahil olmak için bile seyretmedi yani, ama o Lost da seyretmemişti - sanırım onda bir şey var, neyse..
Mezun oldum, finansçı olarak profesyonel bir iş hayatım, bir aile düzenim var ama ne zaman onları seyretsem başka bir dünyaya gidiyorum, ya kendimi NYC da zannediyorum ya da onlar bize gelmiş gibi hissediyorum.. 10 sezon - her sezon 25 bölümden oluşmasına rağmen o kadar çok seyretmişim ki tüm diyaloglar aklımda hala.... Ne zaman mutlu olsam onları açarım, ne zaman üzgün olsam yine onları açarım, her bölüm her sezon kendi içerisinde bir dünya... Bizim evde kocacık yokken hep onlar açık, o yüzden bizim ev kocam yokken 7 kişi, o varken 2 kişi :))
Hepsinden kısacık bahsetmeye kalktım ama kısa olmayınca yazdığım tüm şeyleri sildim, sorry.. Ama her bölümü seyrettiğimde burda onlardan bahsetmeye karar verdim, çünkü gerçekten seyretmeden onlarla arkadaşl olmanız, onları anlamanız imkansız..
Friends'i bir kez seyredenler bir daha bırakamazlar, çünkü seyredip bir daha geri dönüp seyretmeyeceğin bir dizi değil kesinlikle, mutlaka haricinin bir köşesinde durur; uykumu tutmaz aç seyret, yolculukta seyret, çalışırken arka planda seyret, onlar konuşsun sen dinle, onlara gül..
Geçenlerde bir arkadaşım yoğun ısrarlar sonucunda seyretmeye başladı; bir kaç sezon seyrettikten sonra aradı beni saatlerce sadece onlardan bahsettik; "Ross naaptı gördün mü şapşal?", "Ayy Phoebe çok tatlı, çok komik değil mi?", "Yaa Joey, o hamile pantalonluyla hahahaha?"... böyle uzadı gitti..
Bu arada imkan varsa kesinlikle orjinal dilinden seyredin, bazı espiriler dil engelinden anlaşılmayabilir, ama 3- 4 kere seyrettikten sonra sıkıntı olmuyor :)))
Hemen gidip bir kaç bölüm seyretmem lazım, yazınca özlediğimi farkettim ( geçen hafta sonu seyrettim en son)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder