Uğur Yücel filmin
galasında Babam ve Oğlum’dan çok ağlayacaksınız demişti. Ben de dünyanın en
sulu insanlarından biri olarak önce çok gidesim gelmedi; zaten moralim hemen
bozulur herşeye, kafaya takarım, ne diye bir de bunu dert edeyim diye düşündüm.
Ama gittim.Beklediğim kadar sarsmadı beni açıkçası, elbette ağladım ama. ( Şeker Kız Candy’de ağlayan insanım ben)
Filmin konusu,
kurgusunu ben çok beğendim. Durağan bir film, yavaş yavaş seyri yükseltip
düşmüyor, yada o yükseklikte devam etmiyor. Aynı çizgide ilerliyor, ama akışta bana kalırsa bu durum seyirciyi rahatsız etmiyor. ( Yumurta, Üç Maymun’dan
sonra Türk toplumu buna alıştı bana kalırsa)
Filmin konusu
insanı bir yandan rahatsız ediyor, çünkü kimse engelli birisine bu kadar
gözlerini dikip bakmıyor toplumda, yüzleşmiyor; ama burda yüzleşiyorsun, bu
anlamda güzel. Bir yandan da bir vicdan meselesi, şükrediyorsun haline. En sonrasında da bu hayatta yapamayacağım hiç bir
şey yok güdüsüyle salonu terkediyorsun, gözü yaşlı.
Beren Saat bence
inanılmaz güzel oynamış; kendisini Intıkam ve Aşk- ı Memnu’da çok beğenmedim,
beğenmiyorum ama kızın sinemada başka bir olayı var, bence sadece sinema filmi
yapmalı, dizilerde oynayamıyor( hele Intıkam’da). Beren Saat rolü için çok
çalışmış belli, o hissi mükkemmel geçirmiş bana kalırsa; Altın Portakal’a aday
olabilir bu performansı ile. Film sonrasında Beren Saat, Kelebeğin Rüyası’ndaki
Kıvanç Tatlıtuğu’yu andırdı, bilmiyorum neden karakter benzetmesi değil, rolü
hayata geçirmelerini çok ortak buldum.
Bir de olayın
gerçek bir hikaye olması işin cabası. Insanı etkiliyor bu mücadele.
Gidilmesini
tavsiye ederim; ama evde de izlenebilir. Bazı filmler sinemada seyredilir ya
bana kalırsa bu onlardan biri değil, o yüzden iki alternatifi de değerlendirin.
** Sinema
eleştirmeni değilim, niyetinde de değilim; bir seyirci olarak fikirlerimi yazdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder