8 Kasım 2013 Cuma

Bursa’da Senfoni Dinlenir mi?


Dün akşam Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrasının Atatürk’ü Anma konserine gittik. Çellistanbul isimli 4 kişiden oluşan çellist bir grup ve flüt sanatçısı ilk yarıda konser verdiler.

Ankara’dayken Seramik hocam ( Ödül Işıtman) zorla bizi baleye, operaya, senfoniye gönderirdi; göndermekle kalmaz biletleri isterdi bizden, gittiğimizden emin olmak için (arada başkalarından da toplamadık değil).  Ailede öyle klasik müzik seven biri olmadığına göre, kulak aşina değil, sıkıcı geliyor; ama zamanla alıştıkça hoşuna gitmeye, anlamlar vermeye başlıyorsun. Işıklar Askeri Lisesi’nden bir grup öğrenci de muhtemelen aynı şekilde ordalardı, onları görünce Ödül hocam aklıma geldi ve içimden bir teşekkür gönderdim.

Bursa’ya dönünce maalesef bu alışkanlık devam etmedi; sevgili kocam sevmiyor, çoğu insan da ayda yılda bir gitmeyi tercih ediyor, zaten gelebilecek insan sayısı etrafımda çok az; kısacası / maalesef alışkanlık olmaktan çıktı. Ama olsun hiç yoktan iyidir deyip kendimi de avutuyorum.

Gelelim konsere; ben flüt bestelerini sevmem ve sololar da favorim değil; daha çok tüm enstrümanların dahil olduğu besteleri severim. Çellistanbul bence güzel bir performanstı, yanılmıyorsam geçen sene de gelmişlerdi; program dışına çıkıp Bach’ın bir bestesini uyarlama yapmışlar, dinlemeye değerdi. 4 -5 besteyi de program dışına çıkıp çaldılar; içlerinden sürükleyici olanları da yok değildi.

Atatürk’ü Anma konseri olduğu için açıkçası beklentim Atatürk’ün sevdiği şarkılar gibiydi. Yani adı başka bir şey de olsa yine giden giderdi, o yüzden konser ismi anlamsız geldi ama vardır mutlaka bir bildikleri diyorum.
Merinos Kültür Merkezi’nde küçük salondaydı, toplasan 200 kişiyi geçmezdi. Üzücü tabii. Aynı kongre merkezindeki büyük salonları O ses Türkiye, Yeteneksizsiniz gibi yarışmalar tıklım tıklım dolduruyor ama 2.5 miilyonluk Bursa’dan sadece 200 kişisi Senfoniye geliyor. Elbet toplum kültürünü yadsımıyorum burada, popüler hayat her zaman daha revaçta kabul ediyorum ama 200 kişi de ( ki o kadar bile olmayabilir) senfoniye gelmesi üzücü. Tiyatro’ya götürülen ilkokul çocukları yoktu orada. Ailesi tarafından getirilen yaklaşık 3- 4 çocuk vardı, geri kalan seyircinin yaş ortalaması 45 – 60’tı. Lise gençleri öğretmenler, okullar tarafından organize edilip böyle konserlere getirilebilir, şu sınav, ders stresinden de kurtulurlar, AVM yerine . Biliyorum ilk zamanlar kimse sevmeyecektir, ama içlerinden 10 kişi kazanılsa kardır bana kalırsa.

Açıkçası, bunları gördüğüm zaman üzülüyorum ; kendi kültürümüzü de yaşayalım ama farklı kültürlere de açık olalım istiyorum. Dünyaca kabul görmüş Fazıl Say konserine gitmek için bile eşim dahil hiç kimseyi ikna edemiyorum mesela; insanlar bildiklerinin, sevdiklerinin dışına çıkmak istemiyor çünkü, sıkıyor başka kültür. Ufuk geliştirme, başkasını anlama, özümseme, kabul etme meselesine geliyoruz işte burdan da, o mesele de bir hayli uzar yazarsam.
Kısacası, senfoniye, baleye, operaya gidin, götürün; ve şanlsıyız ki git gide Bursa’da böyle etkinliklerin daha fazla olması sevindirici; o yüzden Bursa’da Senfoni gayet de güzel dinlenir.

http://www.devtiyatro.gov.tr/programlar-sehirler-bursa.html

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder