Dün akşam Bursa
Bölge Devlet Senfoni Orkestrasının Atatürk’ü Anma konserine gittik. Çellistanbul isimli 4 kişiden oluşan çellist
bir grup ve flüt sanatçısı ilk yarıda konser verdiler.
Ankara’dayken
Seramik hocam ( Ödül Işıtman) zorla bizi baleye, operaya, senfoniye gönderirdi;
göndermekle kalmaz biletleri isterdi bizden, gittiğimizden emin olmak için
(arada başkalarından da toplamadık değil). Ailede öyle klasik müzik seven biri olmadığına
göre, kulak aşina değil, sıkıcı geliyor; ama zamanla alıştıkça hoşuna gitmeye,
anlamlar vermeye başlıyorsun. Işıklar Askeri Lisesi’nden bir grup öğrenci de
muhtemelen aynı şekilde ordalardı, onları görünce Ödül hocam aklıma geldi ve
içimden bir teşekkür gönderdim.
Bursa’ya dönünce
maalesef bu alışkanlık devam etmedi; sevgili kocam sevmiyor, çoğu insan da ayda
yılda bir gitmeyi tercih ediyor, zaten gelebilecek insan sayısı etrafımda çok
az; kısacası / maalesef alışkanlık olmaktan çıktı. Ama olsun hiç yoktan iyidir deyip
kendimi de avutuyorum.
Gelelim konsere; ben
flüt bestelerini sevmem ve sololar da favorim değil; daha çok tüm enstrümanların
dahil olduğu besteleri severim. Çellistanbul
bence güzel bir performanstı, yanılmıyorsam geçen sene de gelmişlerdi;
program dışına çıkıp Bach’ın bir bestesini uyarlama yapmışlar, dinlemeye
değerdi. 4 -5 besteyi de program dışına çıkıp çaldılar; içlerinden sürükleyici
olanları da yok değildi.
Atatürk’ü Anma
konseri olduğu için açıkçası beklentim Atatürk’ün sevdiği şarkılar gibiydi.
Yani adı başka bir şey de olsa yine giden giderdi, o yüzden konser ismi anlamsız
geldi ama vardır mutlaka bir bildikleri diyorum.
Merinos Kültür
Merkezi’nde küçük salondaydı, toplasan 200 kişiyi geçmezdi. Üzücü tabii. Aynı kongre
merkezindeki büyük salonları O ses Türkiye, Yeteneksizsiniz gibi yarışmalar
tıklım tıklım dolduruyor ama 2.5 miilyonluk Bursa’dan sadece 200 kişisi
Senfoniye geliyor. Elbet toplum kültürünü yadsımıyorum burada, popüler hayat
her zaman daha revaçta kabul ediyorum ama 200 kişi de ( ki o kadar bile
olmayabilir) senfoniye gelmesi üzücü. Tiyatro’ya götürülen ilkokul çocukları
yoktu orada. Ailesi tarafından getirilen yaklaşık 3- 4 çocuk vardı, geri kalan seyircinin
yaş ortalaması 45 – 60’tı. Lise gençleri öğretmenler, okullar tarafından
organize edilip böyle konserlere getirilebilir, şu sınav, ders stresinden de
kurtulurlar, AVM yerine . Biliyorum ilk zamanlar kimse sevmeyecektir, ama
içlerinden 10 kişi kazanılsa kardır bana kalırsa.
Açıkçası, bunları
gördüğüm zaman üzülüyorum ; kendi kültürümüzü de yaşayalım ama farklı
kültürlere de açık olalım istiyorum. Dünyaca kabul görmüş Fazıl Say konserine
gitmek için bile eşim dahil hiç kimseyi ikna edemiyorum mesela; insanlar bildiklerinin,
sevdiklerinin dışına çıkmak istemiyor çünkü, sıkıyor başka kültür. Ufuk
geliştirme, başkasını anlama, özümseme, kabul etme meselesine geliyoruz işte
burdan da, o mesele de bir hayli uzar yazarsam.
Kısacası,
senfoniye, baleye, operaya gidin, götürün; ve şanlsıyız ki git gide Bursa’da böyle
etkinliklerin daha fazla olması sevindirici; o yüzden Bursa’da Senfoni gayet de
güzel dinlenir.http://www.devtiyatro.gov.tr/programlar-sehirler-bursa.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder